tail Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • tail
    i. 1. (hayvana ait) kuyruk. 2. arka kısım, kuyruk; son bölüm: in the tail of the procession kafilenin son bölümünde. the tail of the airplane uçağın arka kısmı. the tail of a kite uçurtmanın kuyruğu. 3. k. dili kıç, makat. 4. k. dili sivil polis, birini izlemekle görevli kimse. 5. çoğ. yazı, madeni bir paranın resimsiz yüzü. 6. çoğ. frak. 7. (giysiye ait) etek: You´re standing on the tail of my coat. Paltomun eteğine basıyorsun. f., k. dili yakından izlemek/takip etmek.
  • tail away
    bak. tail off.
  • tail end
    k. dili 1. en son kısım. 2. kıç.
  • tail lamp
    oto., bak. taillight.
  • tail off
    azalmak; azalarak kaybolmak; azalarak sona ermek; yavaş yavaş kaybolmak: The sound of their voices tailed off in the woods around them. Sesleri kendilerini çevreleyen ormanın içinde yavaş yavaş kayboldu.
  • tail wind
    hav. arka rüzgârı; den. pupa rüzgârı.