raise Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • raise
    f. 1. (yukarı) kaldırmak: raise a hand el kaldırmak. 2. yükseltmek, artırmak: raise prices fiyatları yükseltmek. raise one´s voice sesini yükseltmek. 3. inşa etmek; dikmek: raise a building bir bina inşa etmek. raise a telephone pole telefon direği dikmek. 4. (para) toplamak. 5. (hayvan/ekin) yetiştirmek; (çocuk) büyütmek, yetiştirmek. 6. -e neden olmak: It raised a laugh among them. Onları güldürdü. Don´t raise a dust! Etrafı tozutma! You´ve raised our hopes. Bizi umutlandırdınız. raise a problem sorun çıkarmak. 7. ileri/öne sürmek, söylemek: Don´t raise any objections! Hiçbir itirazda bulunma! raise a question soru sormak.
  • raise Cain/hell/the devil
    k. dili 1. kıyameti koparmak. 2. küplere binmek.
  • raise hell
    karışıklık çıkarmak, kıyamet koparmak.
  • raise s.o.´s curiosity
    birinin merakını uyandırmak, birinin dikkatini çekmek.
  • raise the roof
    çok gürültü yapmak.