dash Anlamı, Karşılığı

# A B C Ç D E F G H I İ J K L M N O Ö P Q R S Ş T U Ü V W X Y Z

İngilizce - Türkçe

  • dash
    f. 1. hızla koşmak: She dashed to the child´s rescue. Çocuğun imdadına koştu. 2. hızla ilerlemek, atılmak, fırlamak: I dashed to the window but saw nothing. Pencereye fırladım ama hiçbir şey görmedim. 3. vurmak, çarpmak, kırmak, parçalamak: He dashed down his broken weapon. Kırık silahını yere vurdu. He dashed the chair to pieces against the wall. Sandalyeyi duvara vurup parçaladı. 4. atmak, fırlatmak. 5. sıçratmak. 6. (umudunu) kırmak, suya düşürmek. 7. karıştırmak, katmak. i. 1. ileri atılma, fırlama, hamle. 2. az bir miktar, bir tutam. 3. kısa mesafe koşusu. 4. canlılık, enerji. 5. tire, çizgi.
  • dash off
    acele gitmek, fırlamak.
  • dash off a letter
    bir mektup karalamak.
  • dash s.o.´s hopes
    bir kimsenin ümitlerini kırmak, birini hayal kırıklığına uğratmak.
  • dash to pieces
    çarpıp paramparça etmek.
  • dash water on one´s face
    yüzüne su çarpmak.